Hac, İslam dininin beş şartından biri olup, her yıl milyonlarca Müslüman, bu kutsal ibadeti yerine getirmek için Suudi Arabistan’a akın ediyor. Ancak 2023 yılı, bazı yolcular için hacca gitme hayalinin yarım kalmasına sebep olan karmaşık ve zorlu bir sürece işaret etti. Hac izni alınmadan yola çıkan 75 binden fazla kişi, "izinsiz hac" gerekçesiyle geri gönderildi. Bu durum, hem ahlaki hem de hukuki pek çok tartışmaya sebep oldu.
İzinsiz hac, yasal olarak Suudi Arabistan’a giriş izni almadan hacca gitmeye çalışmak anlamına geliyor. Her yıl belirli bir kotanın altında kalan haccın düzenlenmesi, sağlık, güvenlik ve organizasyon açısından büyük bir öneme sahip. Bu nedenle, hacı adaylarının kayıt olmaları ve önceden gerekli izinleri almaları zorunlu hale getiriliyor. Suudi Arabistan yönetimi, özellikle son yıllarda Covid-19 pandemisi sonrasında, hacıların sayılarını kontrol altına almak ve düzeni sağlamak adına katı kurallar koydu. Hac izni almadan yola çıkanlar, Suudi Arabistan'a ulaştıklarında yetkililer tarafından geri gönderiliyor. Bu yıl, özellikle yaşanan vize ve taşımacılık sorunları nedeniyle bu durum daha fazla gündeme geldi.
İzinsiz hac gerekçesiyle geri gönderilen 75 binden fazla kişinin hikayeleri, hacca gitme hayaliyle yanıp tutuşan birçok insanın özlem ve umudunu yansıtır nitelikte. Türkiye’den, Endonezya’nın uzak köylerine kadar çeşitli ülkelerden gelen yolcular, maddi ve manevi olarak büyük fedakarlıklar yaparak bu kutsal ibadeti yerine getirmeyi umut ediyorlardı. Ancak sınır kapılarında karşılaştıkları bu durum, hem keder hem de hayal kırıklığı ile sonuçlandı. Birçok kişi, yıllarca biriktirdikleri paralarla, ailelerinden aldıkları izinlerle yola çıkmış; ancak geri dönüşte yaşanan acı tablo, hayatlarının en zor anları haline geldi.
Özellikle sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar, geri gönderilenlerin yaşadığı duygusal durumu daha da belirgin hale getiriyor. “Hacca gitmek benim için sadece bir görev değil, bir hayat hedefiydi. Ama şimdi ne yapacağımı bilmiyorum,” diyen bir yolcu, bu duygusal yükü yüzlerce kişiyle paylaşıyor. Diğer yandan, bu durumu fırsata çeviren dolandırıcılar da ortaya çıkmış durumda. Geri gönderilenlerin hikayelerine benzer bir sistemle insanları hukuksuzca haccetmeye ikna eden bu dolandırıcılar, ciddi yükümlülüklere neden oluyor.
Ayrıca, geri gönderilme süreci boyunca yaşananlar, kuralların uygulanmasının ve denetim mekanizmalarının ne denli ciddi olduğunu da gözler önüne seriyor. Suudi Arabistan’ın devlet yetkilileri, “İzin almadan hacca gitmek, yalnızca yasal bir ihlal değil, aynı zamanda güvenlik açısından da risk taşır,” diyerek bu durumu açıklıyor. Böylece haccın sadece bir dini ritüel değil, aynı zamanda bir organizasyon meselesi olarak da ele alınması gerektiği vurgulanmış oluyor.
2023 yılı, izin almadan hacca gitmeye çalışanlar için bir ders niteliği taşırken, önümüzdeki yıllarda haccın daha düzenli ve güvenli bir şeklide gerçekleştirilmesi adına alınacak önlemlerin de önemi giderek artıyor. Bu noktada, dini otoritelerin, hükümetlerin ve ilgili kurumların birbirlerine destek vermesi, hacılar için daha sağlıklı ve güvenli bir organizasyon sağlanması açısından kritik bir öneme sahip. Hac yolculuğu, her ne kadar kutsal bir ibadet olsa da, yasal çerçeveler içinde gerçekleştirilmediği takdirde, sonuçlarının ne denli ciddi olabileceği bir kez daha anlaşılmış oldu.
Sonuç olarak, 2023 yılı haccı, sadece ruhsal bir ibadet değil, aynı zamanda yasal ve sosyal sorumlulukların da altını çizen bir deneyim olarak hatırlanacaktır. Çeşitli ülkelerden gelen hacı adaylarının yaşadığı bu sıkıntılar, gelecekte daha iyi bir düzen ve anlayışla aşılarak, haccın ruhuna uygun bir şekilde yerine getirilebilmesi için çaba sarf edilmelidir. Hac, sadece bireysel bir yolculuk değil, aynı zamanda toplumların ve kültürlerin bir araya geldiği, birbiriyle etkileşimde bulunduğu ve hoşgörünün ön planda olduğu bir ibadettir.